Sprache wählen:
|
Türk şirketlerinin yurt dışından yaklaşık 700 milyon Euro alacakları var Türk şirketlerin başta Almanya olmak üzere özellikle Batı Avrupa ülkelerinden yaklaşık 700 milyon Euro tutarında alacakları bulunmaktadır. Tüm dünyayı sarsan kriz nedeniyle birçok güvenilir ve sağlıklı şirketler de dahi olmak üzere ödeme konusunda zorluklar yaşamaktadır. İhracat sonucu yurt dışında kalan alacaklarının tahsili Türk ihracatçıları için önemli bir sorun haline gelmiştir. Hukuki destekten yoksun kalarak birçok ihracatçı müşterilerinden alacaklarını tahsil edememekte veya tahsil etmekten çekinmektedirler. Yüksek danışmanlık maliyetleri, eksiklik içeren sözleşmeler veya belgeler, ithalatçı firma hakkında bilgi yetersizliği ve ihracat sözleşmesinin yabancı ülke hukuk uygulama alanına girmesi alacaklardan feragat etmenin en başta gelen nedenleri olarak nitelendirebilir.
Dış ticaret faaliyetinde bulunan tüm firmaların uluslararası ticaretlerinde ihracat bedellerinin tahsili ve hukuki uyuşmazlıkların giderilmesi hususunda hukuk büromuz danışmanlık ve avukatlık hizmeti sunmaktadır.
Uluslararası ticaret hukuku konularında ihracatçıların ticari faaliyetlerine destek olmak amacıyla · satış ve temsilcilik sözleşmeleri hazırlanması · lojistik ve taşıma hukuku · dış ticaret mevzuatı · firmaların dış ticaretlerinde ihtiyaç duydukları konularda danışmanlık hizmeti · yurt dışı ihracat bedellerinin tahsili
ve benzeri konularda uygun maliyetlerle sunduğumuz hizmetlerden yararlanabilirsiniz.
Müşterileriniz hakkındaki tüm bilgileri bir saat içerisinde size ulaştırıyoruz. Böylece ilk andan itibaren firmanın ödeme kabiliyeti ve finansal durumu, işçi sayısı, son yılların bilançosu, sermaye yapısı, banka bilgileri ve ticaret sicilindeki tescil edilmiş tüm verileri inceleyerek firmanın finansal ve güvenirliğini tespit edebilirsiniz. Ayrıca bankalar ve diğer kredi kuruluşları tarafından uygulanan güvenirlik ve ödeme skoru diye adlandırabileceğimiz kredi puanlama durumuna göre müşterinizle ödeme şekillini belirleyebilirsiniz. Almanyada bu hizmet (Bonitätsabfrage) 2008 yılında 3,9 milyon kez girişimciler tarafından kullanılmış ve böylelikle finansal durumu uygun olmayan firmalardan korunmuştur. Bu sistem ile Türkiye ve Almanya arasında yapılan yurt dışı ihracat bedellerini güvence altına almak ve minimum riske indirmek mümkündür. Elbette bu sistemin art niyete karşı etkisiz ve yetersiz kalacağını da göz ardı etmemek gerekir.
Türkiyede de olduğu gibi Alman Hukukunda alacakların tahsili için yargıya başvurulabilir. İlamsız takibe benzer ve düşük maliyet nedeniyle bir çok ihtilafta tercih edilen Mahnverfahren (ilamsız takip usulü) ile alacaklar icra edilebilir. Eğer ödeme emrine borçlu itirazda bulunmazsa (iki hafta içerisinde) icra emri (Vollstreckungsbescheid) çıkartılır. İcra emri ile icra yolu açıktır. Fakat borçlu iki hafta içerisinde icra emrine itiraz ederek konuyu resen mahkemeye taşıyabilir. Böyle bir itiraz durumunda icra emri, yapılan itiraza rağmen, geçici hükmünü korur ve alacaklı icraya devam edilebilir. Mahkemeye taşınan konu hükme bağlanıncaya kadar takip edilen icra geçerli sayılır. Verilen mahkeme kararı ile dava sonuçlanır. Tüm bu prosedürü Türkiye`de tanınan ilamsız takip ve ödeme emri ile karşılaştırabiliriz. Ancak haksız yere borca itiraz veya inkar tazminatı Alman hukukunda yer almamaktadır. Bu nedenle borçlunun itiraz edeceği düşünülüyorsa, ilamsız takip zaman kaybına yol açmaktadır. Yukarıda belirtildiği gibi borçlu hem ödeme emrine (iki hafta içerisinde) hem de icra emrine (tekrar iki hafta içerisinde) itirazda bulunabilir. Tebligat için gecen süreleri de göz önüne alacak olursak, borçluya yaklaşık 6 -8 hafta zaman tanınmış olur. Diğer bir seçenek ise dolaysız şekilde ilamlı takip için mahkemeye başvurmaktır. Özellikle borçlunun itirazda bulunacağı düşünülüyorsa, doğrudan mahkemeye başvurmak zaman ve masraflar açışından daha avantajlıdır. Alacakların tahsilinde takip edilecek diğer bir yol ise, avukat aracılığı (Türkiyede yaygın olan noter aracılığı gerekmemektedir) ile ihtarname çekmek ve borçluyu ödeme konusunda ihtar etmektir. Avukattan gelen ihtarname karşısında birçok borçlu direnişten vazgeçerek ödemeyi gerçekleştirmektedirler. Avukata başvurmadan önce borçlunun temerrüde düşmesi durumunda alacaklı avukat masraflarını borçludan talep edebilir. Diğer bir değişle, avukat masrafları gecikme tazminatı olarak tanınmaktadır. Böylelikle temerrüde düşen borçludan alacaklarla birlikte avukat masraflarını da talep edebilirsiniz. İhtarnameye rağmen alacakların ödenmemesi durumunda yukarıda belirtilen yollarla yargıya (ilamlı veya ilamsız takip) başvurulması gerekmektedir.
|
|